Hayatımda bir kere doktora sorarak vitamin almadım. O yüzden, evet.

buff +1

aklıma geldikçe magnezyum alıyorum.

D3 K2 alıyorum. Doktora sormadım.

Hayatımda hiç vitamin takviyesi almadım.

Ne alıyorsunuz? Benim bugğn inanılmaz sırtım ağrıyor ve çok halsizim. Coronayı hafif atlatma belirtisi diye geçiyor internette. Bi tırsmadım değil. Vitamine mi abansam diyorum.

D vitamini alin eklem agrilari icin.

Ben su an biraz kafama gore kan tahlili yaptirmadigim icin ama kronik olarak d ve b12im eksik o yuzden simdi de eksiktir diye dusunerek onlari aliyorum. Arada karamurverli bi destek aldim. Bir de efervesan cler o da pek duzgun beslenmedigim icin.

probiyotik, folik asit, hyaluronic asit, alpha-lipoic asit, coq-10, magnezyum, b6, b12, c ve d vitamini alıyorum.

probiyotik, omega 3 , d3

Doktora danismadan probiyotik, magnezyum, cinko, kapsul seklinde corek otu yagi, omega 3 aliyorum. Doktor tavsiyesi ile de d3.

d3 k2, omega 3 alıyorum.

pandemi sebebiyle düzenli olarak C, D vitaminleri ve propolis alıyoruz.

(git: 1444934)
Almıyorum.

Almıyorum.

aslında iç hastalıkları uzmanı olan diyetisyenim , kan tahlilime bakarak d vitamini verdi. bunun yanında sambucol alıyorum ara ara

c vitamini+d vitamini+magnezyum olan efervesan tabletlerden alıyorum.

d3, c ve biotin alıyorum.
biotin doktor tavsiyesi.
d3'ü pandemi öncesi ölçtürmüştüm çok düşük çıkmıştı o zaman doktor tavsiye etmişti ama kullanmadım. şimdi başladım nasıl olsa hala düşüktür diye.
c kafama göre.

D vitamini + Magnezyum + Çinko + C vitamini + B complex.

Hayır, almıyorum.

d vitaminin genelde dusuk bu yuzden (doktorumun da gecen sene verdigi tavsiye ile) d3k2 kullaniyorum; kisin gunde 10 damla, yazin 5 damla seklinde. bu aralar olcturemedigim icin ve fazla gelmesini istemedigimden haftada 3'e dusurdum.

Ocean Plus 1200 Mg Saf Balık Yağı 50 Kapsül kullaniyorum. daha once de gene doktor tavsiyesi ile kullanmistim, asiri yorgunluk ve hafif unutkanlik baslayinca yeniden basladim, iyi geldi. Daha once baska marka kullanmistim ama o cok pahalaninca onunla cok yakin degerleri olan fiyat performans olarak fena gelmedigi icin buna dondum.

bir de gene ocean'in daily one energy diye bir tableti var, cinkolu, selenyumlu, c vitli falan ondan aliyorum gunluk. arada da venatura ester-c atiyorum 1 tane :)

cok uyku problemim olursa da extra mag aliyorum yatmadan 1 saat once falan. daily one icerisinde de magnezyum oldugu icin bunu gunluk almiyorum.

bu kullandiklarim, pandemiden hemen once gittigim doktorumun tavsiyeleriydi. daha once de gene kendisinin tavsiyesi ile benzer ve farkli destekler kullanmistim, biraz da kendimi tanidigimdan dolayi sanki neye ihtiyacim var biliyor gibiyim. bu nedenle kullanirken icim rahat acikcasi.

2 ay evvel doktor tavsiyesi ile b12, d3k2, folik asit, magnezyum aldım. şu an magnezyuma devam ediyorum. bir de gün aşırı ester c ve çinko alıyorum.

ne olur ne olmaz diye kenarda vitamin bulunduruyorum bazı zamanlar tam takviyeli beslenemeyebiliyorum ve özel diyeti tercih eden insanlardanım ama çok vitamin takviyesi alışmamaya dikkat ediyorum.

düzenli almaya dikkat ettiğim şu an için B12 ama onu da kafama estikçe işte.. çünkü b12 başka türlü alamıyorum.

www.instagram.com

vermediğine göre büyük ihtimalle bina gidici. siz bu raporu istediğinize dair yazılı talebiniz varsa ve bu talebe cevap vermedilerse, taşının. hiçbir şey yapabileceğini zannetmiyorum.

fakat burada daha acı olan, sizden sonra birilerinin habersiz bir şekilde oralara oturacak olması. aslında bu raporların online olarak, tüm binaların herkese açık bir şekilde görüntülenebiliyor olması gerekli. çünkü emlak sektörü yalan dolan üzerine kurulu...

Ev izmirde ise ve bu depremde kontrol edilmişse e devletten bakın hasar var mı yok mu diye?

E devlet ne alaka? Karot testleri özel kurumlara yaptırılmıyo mu? E devlette çıkmaz ki

Cikin kardesim cikin, ben ev sahibiyim, bundan onceki kiracilarim pat diye ciktilar, yuzustu birakmalarini bir kenara koy, depozitolorunu bile verdim. Oyle korkacak bir durum yok, yalniz depozitonuzu kiraya saydirin oyle gidin, her ev sahibi benim gibi yumusak degil. Uzerine cokerler, ayni zaman da kiraciyim ordan biliyorum.

çıkarmak isteyen her türlü problem çıkartır. noterden ihtar çekin, "deprem raporunu göstermiyor olmanız nedeniyle ay sonu evden taşınıyorum" şeklinde.

yönetici size vermiyorsa bina kesin problemlidir.

@süper kahraman, izmir depreminden sonra depremin etkilendiği bölgedeki binalara hızlıca kontrol yaptılar. E devlete izmir yazarsan ilgili sayfayı görebilirsin.

hareket sensörüne bağlı bir sprinkler ile

Fare kaçıran ultrasonik aletlerden alıp bahçeye kurun. Yakınına bile gelmez.

Ya bırakın yapsın, atla da deve değil. Bi tane poşetle vs 10 saniyede halledersiniz. Garip orayı bellemiş demek.

Giriş yerlerine biraz sirke sıkarsanız gelmez derler. Kedi-köpek gibi hayvanlarda koku önemli olduğundan herhalde bu şekilde bir engel konulabiliyor, denemedim bilmiyorum.

abi bu hayvanlar napsin ya butun toprak, cim alanlar ozel mulkiyet oldu cevreleri koca koca demir yazik orayi bulmus da gelmis. Azicik normal karsilayip posetle alip atsaniz mi

bildirimler ve yanııt verebilkme iyi, üçüncü parti uygulamalar ile uyku takibi fena değil, sporu kaydediyor, el yıkamayı uyarıyor ve 20 saniye tutuyor (eh pek gerekli değil bu)

ekg ve oksijen ile işin yoksa se alman daha mantıklı.

Kesinlikle siri. Telefondaki Siri ile alakası yok. Hey siri diyerek anında hatırlatmalar, aramalar, talimatlar vs yapmak cidden çok pratik.

Whatsapp, mesajlar ekrana düşüyor. Telefon bluetooth alanındaysa görüşmeyi saat üzerinden yapabiliyorsun. Uyku takibi harika bir özellik. Telefonu evde bırakıp, sadece Bluetooth kulaklıkla müzik dinleyerek koşabiliyorsun.

Günlük bir kalori hedefi veriyorsun, her gün hedefin neresinde olduğunu grafik olarak anlık gösteriyor. Daha önceki günlerde aynı saatlerde daha hareketliysen uyarıyor, hadi kalk diyor. Koşarken mesela tempo hedefin varsa, hedefin altında koşuyorsan uyarıyor. Günde 12 kere, saat başı en az 1 dk ayakta kalman için uyarıyor. Nefes ve meditasyon uygulaması var. Nike, adidas uygulaması var. Kalp atışını her an ölçüyor, günlük ve geçmiş kalp atışlarını grafikte gösteriyor. Benim için özellikle önemli, kalp atışım bazen fazla düşüyor, 40’ın altına düşerse uyarıyor, hoop yiğidim öldün mü kaldın mı diyor.

Dışarıda koşarken, geceyse saatten sürekli ya da yanıp sönen ışık verebiliyorsun. Görülebilirliğini artırır.

Havuzda kullanıyorsun ve çok net ölçüyor. Ne kadar kelebek ne kadar kurbağalama, her detayı veriyor.

Diyelim ki antrenman seçmeyi unuttun. Kardeş kürek çekiyorsun sanki, gel bunu kaydedelim diyor. Ok papi dediğinde zaten en baştan beri kaydetmeye başladığını sana nezaket icabı sorduğunu görüyorsun <3

(bkz: apple watch/@roket adam) tam olarak burada anlattım. WhatsApp, telefon mail vs işi fasa fiso. Spor fonksiyonlarını kullanmayacaksan her gün şarj edeceğin ek bir dert daha oluyor.

Ben aldığımdan beri telefona daha az bakıyorum. Benim en çok işime yarayan spor yaparken oldu. Telefonu çantaya atıp müziği kontrol edebiliyorum ya da ne kadar ne yaptığım, ne kadar kalori yaktığım vs daha iyi takip ediyorum.

Şirket telefonu da iphone olduğu için tüm toplantılar ve notlarım senkronize. İş takibi de benim için kolay oluyor.

Dışarıdayken ya da telefon kullanabilecek bir ortamdayken anında her şeyin bildirimini alıyorsunuz ve hazır cevaplar ya da siri’yi kullanarak cevaplar yazabiliyorsunuz. Nabız filan da ölçüyor gayet iyi. Egzersiz yapıyorsanız çok faydalı olabilir ama bildirim için de alınmaz bence. Ben de aldığıma sonradan pişman oldum zaten şarjı da bir gün gidiyor. Bari birkaç gün gitseydi.

Spor yapan ve kalori takibi yapan birisi olarak onsuz yaşayamam diyebilirim.

calvenin fıstık ezmesi de tuzludur. tuzsuzunu duymadım görmedim hiç.

Siz şeker ilavesiz olanı kullandığınız için tuz tadı baskın gelmiş olabilir. fakat yine de abartıldığı kadar öbek öbek olmaz.

2 haftada bir tükettiğim bir ürün olarak , şeker ilavesiz tamamıyla rezil bir üründür.

ballı olan aşırı şekerli olup alışkın olmayana o da çok şekerli gelebilir.
chruncy olanı tercih meselesi ama tavsiye edeceğim bir ürün değildir.


en güzeli normal olanı. ekmeğe sür, istersen bal ekle, istersen marmelat ekle efsane olur.

bu fıstık ezmelerinin 100 gr da 0.8 gr tuz oluyor. nedenini bilmiyorum.
şeker yoktur. yağ ve protein deposudur.
sağlıklıdır yani.

üstüne bal ya da nutella sürüp de tüketilebilir (ne alaka di mi)

Tuz eşiğim yüksek olmasına rağmen bazı markalar bana bile tuzlu geliyor. Hatta sanki toz değil de kristal olarak atmışlar gibi ya da zamanla kristalize oluyorlar.

Fiyatı bozmuyorsa Jif dene.
Az ye, öz ye.
Polmak, Calve falan hikaye.

özellikle katkısız fıstık ezmelerinde çoğu kez tuzu koruyucu amaçlı kullanıldığını düşünmüştüm oysa ki amaç sodyum barındırmayan bir yiyecek olan fıstık ezmesine bunu ilave etmek ve fıstık tadını daha ön plana çıkarmakmış.

Sekersiz olanlari ben yiyemiyorum acikcasi. Minimum seviyede sekerli olanlardan Jif'i alabilirsin. Gunde 2 tatli kasigi yesen yeterli ama fiyati surekli artiyor. En son 35-40 liraydi. Bir kavanozu da her gun yersen bir ay bile gitmiyor.

Cityfarm’ın organik fıstık ezmesini alıyorum. Hiç tuz tadı almadım. Akşam bi daha deniycem. Yazarım.

Evet evde yaptığınızda da içine biraz tuz atmanız gerekiyor, tarifler böyle.
Evde yapmanızı tavsiye ederim, hem kolay hem içinde ne olduğu belli, hem de şeker yerine bal kullanarak dilediğiniz gibi tadını ayarlayabilirsiniz.
Ben kuruyemişçiden aldığım çifte kavrulmuş tuzsuz fıstıkla yaptım, içine bal ve minicik tuz koydum. Tuz koymasam da olurdu muhtemelen ama arada gelen tuz tadı hoşuma gittiği için böyle yaptım.

Migros'ta satılan nut master markasının içeriğinde 0 tuz yazıyor.

PVC pencereler esnektir, ekstra bir güvenlik önlemi yoksa bir tornavidayla bile esnetilip açılabilir.

Hırsız girse neden bişey almasın? Belkide pencereyi açtı ama giremeden bi ses bekçi vs duyup kaçtı.

Bir komşumuzun penceresi tornavida ile zorlanmıştı. İzleri bile vardı ama açılmamış. Kolay açılmıyor diye biliyorum ama burada pencerenin sağlamlığı da önemli. Eskimişse zorlanmadan açılmış olabilir ya da yeni bir teknik geliştirmiş olabilirler. Pencere tam kapanmamış da olabilir. Pencere görünen bir yerdeyse ve hırsız herhangi biriyse tam kapalı olmadığını görmüş olabilir.

Pimapen pencereye dışarıdan tornavidayı sokarsan yukarı aşağı inip çıkan küçük pimleri var, onu yukarı kaldırınca kolayca açılır. Yeniyse çizik vs iz bırakır ama eskiyse iz bırakmadan da olabilir.

Pimapenler kolay açılıyor + 1

www.youtube.com

bu açılmalar pencere koluyla ilgilidir. böyle bir durum yaşanmasın istiyorsanız ve bir üstteki videoda olduğu gibi kolay açılmasın istiyorsanız

www.hepsiburada.com

bu kolu kullanmanız gerekir. çalışma mantığı da şu şekildedir www.youtube.com

@John Bloor içeri girmişler çünkü haftasını yağmurluydu bu yüzden içeride ayak izleri var. Diğer pencereden de çıkmış.
@jana video için teşekkürler
@super kahraman linkler için teşekkürler. pencere kollarındaki bastırılarak kapatılan küçük kilitler açıktı belki onun bir faydası olmuştur giren kişiye.

Sıfırı 4.400 lira olan cihazı 4.000'e okutabilirsen mantıklı. Ama PS5'in çıkmasına az bi süre kala kim 4.000 verip ikinci el PS4 alır onu da bilmiyorum.

Oyunlar konusunda net bir bilgim yok ama eski oyunların da oynanacağı söyleniyordu.

ustunu tamamlayacak paran varsa mantikli bence ama 4bin e satamazsin proyu

bi ara ben de baktım ps4 pro fiyatlarına 1-2 ay önce de millet çıldırmış yüksek fiyatlı ilanları gören gaza gelip şişirmiş fiyatları. araba değil ki bu millet pahalansa bile alsın ihtiyaçtan. ps4 pro etsin etsin edeceği en fazla 3000'dir. hatta 2 hafta sonra falan tr'de tekrar 4000 liraya falan euroasia garantili satılmaya başlar yeni gelen stoklar.

Sıfırı 3200-3700 değişiyor diyerek linki alta ekleyim. Ps5 alacağın(hatta aldığın) zaman satmanı öneririm. Şimdi satarsan elinde belirsiz bir süre konsolun olmaz. Ayrıca türkiye'ye 9-10K gibi bir fiyatla gelebilir. Ben olsam biraz düşmesini beklerdim. İlk çıktığı anda pahalı oluyor.

www.vatanbilgisayar.com

Bence yanlış düşünüyorsunuz "PS5'in çıkmasına az bi süre kala kim 4.000 verip ikinci el PS4 alır onu da bilmiyorum." diyerek. 4 bin biraz fazla ama yanında verebileceğiniz güzel oyunlar varsa bulabilirsiniz belki birilerini.

PS5 Türkiye fiyatının en az 7500 TL olacağını söylüyor uzmanlar. 50 % olan gümrük vergisi 1 Ekim'de 20 %'ye inecekken bunu yılbaşına kadar uzatma kararı aldılar höşmerlerimiz. Kur artmaya devam ederse daha da artacaktır bu fiyat. Yani şu an neredeyse herkes Türkiye'de PS5 almayı hayal olarak görüyor. Belki yılbaşından sonra gümrük vergisi inerse 6500 civarlarına indiğinde alınabilir olarak görülebilir.

Haliyle şu koşullarda PS4 sahibi olmayıp direk PS5 ile başlamak isteyenlerin hayalleri suya düşebileceği için PS4 almayı düşünen insanlar olabilir. Bu arada Black Friday veya Christmas indirimlerinde Amazon'dan falan alırsanız veya Amerika'dan gelen birini bulabilirseniz PS5'i buradakinden epey ucuza alabilirsiniz.

kardeşim bir yık önce aldığı ps4 pro'yu geçenlerde 3000'e koydu ps5 almayı düşündüğü için. 2 haftadır sadece 2500 olur mu 2000 olur mu diye mesaj geliyor yani bence biraz zor o fiyata.

Satmak kısmına lafım yok ama felsefe olarak Yeni çıkan hiçbir ürünü almam; araba, telefon, bilgisayar, konsol, oyun.
Milyon tane sorun bulunuyor, sonra onlar hallediliyor vs vs. Misal ps5 saçma sapan ısınıp ısınmayacagi, ucak motoru sesi falan olur mu belli değil.
Eğer çok acil değilse ben beklemenizi öneririm. Bu sırada kur artabilir vs ama elinizde zaten pro var. Ps5 artarsa o da artacak, zararınız olacağını sanmam.

Bu arada yorumların çoğu ps4 uzerine ama kendisinde pro var bu sebepten daha pahalı olması normal.

4 bine alıcı buldum onda problem yok ama PS5 baya hoşuma gitti. Üstünü de tamamlarım ama bir yanım gereksiz diyor bir yanım 7 8 sene konsol düşünmezsin 5 alınca diyor.

İlk çıkan partları alamam zaten yeni yıl sonrası bakarım artık vergi düşer düşmez bilmem ama.

Tüm cevaplar için teşekkürler.

2-3 oyun için 4pro bırakıp 5e geçilmez bence. Biraz bekle bence, kullananların yorumlarını oku/izle. Hala değer diyorsan geç.

Gelen oyunların hepsi 4e gelecek. Fakat önce 5 için çıkarırlar, 1-2 ay sonra 4lere. 4pro bu kadar yeniyken çıkarmamazlık yapamazlar.

Daha uzunca bir sure ps4 kalitesinde oyunlar gelecek ps5'e, degmez.

Adamlar pro'nun, one x'in hakkini veremediler ki cat diye next gen oyun cikarsinlar.

Büyük cesaret şu dönemde...

çok teşekkür ederim. nerede burası?

mustafa abi, kalamis sahil
www.google.com!4m2!3m1!1s0x0:0xba0e7ad1f23fa11f?sa=X&ved=2ahUKEwj78fa534TsAhUTi1wKHXhTD9cQ_BIwFHoECBwQCA

gayet tatlı bence. ben kullanırım

bence güzel fiyatı da iyi

ben de giyerdim. fiyatı da gerçekten iyiymiş.

Tarzım değil. Kullanmam.

Bence güzel. Buna keko diyenler kısa dar paça altına çakma timberland tarzı giyiyolardır kesin

kotu. keko degil kekolita ayakkabisi.

Çok güzelmiş, keşke evinize alsanız...

birebir ayni kediden bizde var :) yer şile. bugun kucuk bir yilan yakalamis kerata. getirip kapiya birakmis. manyak bisey. kisin komurluk gibi yerlere siginiyorlar.

oralarda yaşayanlar restoranlar çöpler bir şekilde buluyorlar yolunu. burnunda mantar var sanırım bu arada.

bizim de benzer, sitedeyiz ve illaki etrafta yaz kış kalan birileri mutlaka oluyor ve onlara doğru yanaşıyorlar. bu arada biz de kışın kalacağız, pandemiden dolayı bu kış yazlıklar tam olarak boşalmayacak muhtemelen.

Beni de yaktılar birkaç sefer hem de. Hatta sonuncuda kadına işlem öncesinde konuşurken "acı eşiğim yüksek o nedenle çok canım yanmıyor işlemden sonra yandığımı farkettiğim oldu" dedim (çünkü gerçekten acıyı farketmediğimden dolayı bunlar yüksek seviye çalıştırıp beni 1-2 sefer minör düzeyde yakmışlardı) , sonra işleme devam ederken yanmaya başlayınca "canım yanıyor" dedim ve durmadığı yetmez gibi "ay hani yüksekti" diye güldü. 1 hafta sonra yanıklar oluştuğunda aradım söyledim "ben normalden üst seviyede çalıştırmıştım ondandır" dedi. Özel hastanede yaptırdım bu arada bunu.


Neyse özetle, eline her aleti alan kendini epilasyon uzmanı sanıyor. Cilt ten analizi yapılması lazım. Ona göre ayarlanması lazım. Biraz çabuk sonuç versin diye dalmalarından biraz da cehaletlerinden oluyor bu sonuç.

ben de kulaklarım için yaptırmayı düşünüyordum ama bunu okuyunca korktum.

Yüksek atış yaparlarsa yanık olasılığı var tabi, keko gibi hemen bitsin diye benim acı eşiğim yüksek canım acımaz dersen yakarlar. Hele de bilmeyen birine denk gelirsen kalıcı hasar bile bırakırlar. Burda önemli olan orta seviye ile uzun ve düzenli seanslarda gitmek. Yoksa öyle 3 seans gideyim yüksek derecede atarlar hemen bitsin diye bi dünya yok. Sarışınım, 4 yıldır düzenli gidiyorum. Bitmeye yakın ama bitmedi. Yani uzun bir süreç. Maddi olarak hazır değilseniz boşuna başlamayın çünkü ara verince tüm eski işlemlerin etkisi zamanla geçiyor.

Evet böyle bir risk var, benim de bacağımda meydana geldi ilk atışta normalden farklı oldugunu fark edip durdurdum ve zaten orası yandı. hala da izi duruyor. çok çok çok emin oldugunuz bir yere iyi araştırarak gidin.

Bizzat yandım. Hafif iz var. Üstelik yıllarcaa gittiğim yerdi. Makinenin bakım noksanından oldu sanıyorum ki

Evet sadece çarşamba.

visa.vfsglobal.com

şu linkte kapalı yazıyordu da bilgi güncel mi eski mi bilemedim. teşekkür ederim.

büdüt: bir de sitede de Altunizade ile İzmir'den randevu alınamıyor. Linkte de bu ikisinin kapalı olduğu yazınca kapalı mı acaba dedim.

ekleme: Evet İzmir'de sadece Çarşamba günleri açık. Siteden randevu alınamıyor. Telefondan randevu alıyorsunuz ancak o yine de sitede görünmüyor, Excel dosyasına kaydediyorlarmış. Saatinde gittiğimde girişte güvenlikteki listede adım yazıyordu. Yazmasa bile kalabalık değildi. Sanırım o gün toplam 8 kişi falan işlem yaptı.

valla evde doğurmak en iyisi :)

seçeneğiniz varsa ikisini de seçmeyin, ama ikisi arasında maltepe daha yeni, temiz. göztepe iyiden iyiye ssk hastanesi gibi bir yer oldu. kadın doğum doktoru ihtiyacı varsa göztepede önerebileceğim doktor var ama.

Maltepe medical park çok kötü bir hastane (eskiden adı mehmet topraktı, yeni medical park oldu)

Herkes inanılmaz bilgisiz ve tek dertleri para.

Bostancıda centrium hospital’de arkadaşım doğum yaptı ve aşırı memnun kaldı.

@kenarortay Göztepe doktor tavsiyesi alırım. :)

Gökmen İyigün. Çok yakın tanıdığım iki kişinin doğum doktoru idi. ikisi de çok memnun ayrıldılar.

Medical Park'tan kosarak kacin.

Detaylı arama

Takip

Altı alçak bir arabayla zorlanabilirsiniz. Biz altı yüksek bir arabayla hiç sorun yaşamadan çıktık. Ancak bazı noktalardan traktör mü geçmişti sebebi belli olmayan ekstra girinti çıkıntılar vardı. Yukarı çıktığımızda ise Peugeot 301 gibi araçların da çıkmış olduğunu gördük.

micra ve suzuki swift ile normal gittik geldik öyle diyeyim. yağmur olursa çok çamur oluyor, bir de evetbüyük araçlar çukur yapıyor ama manyak bi offroad deneyimi beklemeyin, o kadar kötü değil.

1. Messi dışındaki kişileri yüz olarak tanımıyorum. O hisse kapılmadım.

2. 150 milyon Euro olabilir.

3. Cristiano Ronaldo. Yaş 27.

1- hayır demem.
2- herhangi bir futbolcuya en fazla 100m Euro veririm. Neymar için max 70.
3- en sevdiğimden oluşan 11 (çok düşünmeden)

Kale: Oliver Kahn
Cafu- Stam- Maldini- Marcelo
Viera- iniesta- zidane- Guti
C.Ronaldo- gerçek ronaldo-

1- Bu konuda yazan çizen araştıran biri olarak cevabım, hayır. Dediğiniz gibi eski Pepsi reklamlarında o hisse kapılıyordum ama yeni Pepsi reklamlarında hayır. Pepsi bunu sadece futbol üzerinden değil pop kültür üzerinden de yapıyor. Micheal Jackson’ın olduğu Pepsi reklamları daha meşhur. Mesela Britney Spears, Beyonce, Pink ve Enrique Iglesias’ın olduğu reklam. youtu.be

Nike’da buna benzer reklamlar yapıyor. Bu reklamları pazarlama stratejisi olarak görmekle beraber futbolu sanallaştırıp robotikleştirdiğini düşünüyorum. Dediğiniz gibi 2014-2016 yolları dönüm noktası olabilir. Sayılı ama çok değerli futbolcular vardı ve herkes bu futbolcuları tanırdı. Şimdi karşımdan Sterling geçse yabancı ülkeden gelmiş üniversite öğrencisi zannederdim.. Nike’ı merak ediyorum, henüz yeni nesil futbolcularla reklam çekmedi.
youtu.be
youtu.be
En sevdiğim futbolcu reklamı: youtu.be

2- Futbol doğuşu itibarıyla kapitalisttir. İngiltere’de oynana modern futbol yine İngiltere’nin sömürgeci ve kapitalist politikalarıyla yayılmıştır. Osmanlı’da da futbolu ilk oynayan İngilizlerdir. Nasıl İngiltere dünya siyasetinden ve ekonomisinden kademeli olarak hegemonyasını kaybettiyse futbolda da bu durum yaşanmıştır. Özellikle soğuk savaşın bitiminden sonra Rus oligarklar, petrol zengini araplar ve Çinli konsorsiyumlar futbolun içine s.çtı. Eski tip futbol kulübü işletmeciliği yok, eski tip futbol da yok. Tamamen boş rekabet yüzünden futbol piyasasında futbolculara bu kadar para verildiğini düşünüyorum.

Cevap, Neymar 100-150 milyon eder yine de. Ama yeni nesil futbolcuların çoğu balon bence.

3- Zidane, Beckham, Eric Cantona, Zlatan, Beckenbauer.

3- Sergen’i unutmuşum. Zeka olarak da çok üstün birisi Sergen Yalçın bence.

İlk ölen evcil hayvanınız mı? Benim ilk evde baktığımız kedi ben ergenken ölmüştü, bayağı uzun süre yaş tutmuştum. Ama sorlnrakiler o kadar etkilemedi (5 tane oldu ondan sonra farklı farklı zamanlarda, 1'i kayboldu gitti).

Evet ilk hayvanım. O kadar üzüldüm ki anlatamam. Sabahtan beri kafesinin olduğu yere bakıyorum napıyor diye. Sonra orda olmadığını görüp hüzünleniyorum.

Başınız sağolsun, lütfen yerine yenisini satın almayın.

Başınız sağ olsun. Biz de 2 sene önce köpeğimizi kaybettik. Nasıl hissettiğinizi çok iyi anlıyorum bu yüzden. Ama inanın hiçbir zaman geçmese de o ilk çektiğiniz acı ister istemez azalıyor zamanla. Tabii hep aklınızın ve kalbinizin bir köşesinde kalıyor ama gerçekten azalıyor.

acını paylaşıyorum. benim de 10 yıllık muhabbet kuşum öldüğünde yıkılmıştım resmen. bir daha da asla evcil hayvan beslemedim. sakın yerine bir şey koymaya çalışma. evcil hayvanlar böyle bir gün pat diye ölüp gidiyor ve üzüldüğünle kalıyorsun.

Başınız sağ olsun. Benim de çok sevdiğim papağanım bir gün boğazına çekirdek takılıp hık diye ölmüştü. Günlerce salya sümük ağladım.

hayvanların sevgisi çok masum. Kaybedildiğinde yerleri dolmuyor. Yaşadığınız anılar falan kalıyor geriye. Güzel hatırlamaktan başka bir şey gelmiyor elden. Mutluydu benimleyken diye düşünün. Tekrar başınız sağ olsun.

ben roborock s5max a niyetliyim kampanya falan bekliyorum ama arttıkça artıyor.

şu kanalda dehşet incelemeler var, işinize yarayabilir;
www.youtube.com

açıkçası bana da henüz emekleme aşamasında gibi geliyor. tam kullanışlı, aptal olmayanlar yakında çıkar, ben de gelişmesini bekliyorum. öyle alırım.

bana da öyle geliyordu, tozla başa çıkamayınca xiomi mi robot vacuum pro aldık 1 ay kadar önce. en az iki günde bir calısıyor, tozla savaşı oldukça kolaylaştırdı. kenar köşe çok verimli diyemem ama günlük toz alma için çok faydalı - evde herkes çalışıyorsa. mopunu yalnız bir kez kullandım ama süpürge olarak çekme kuvvetini de ayarlayabiliyoruz, 2cm yüksekliğe de takılmıyor. ortalık topluysa hiç sorun yaşamıyoruz. tabii ki teknoloji ilerler ama bu seviye benim için gayet yeterli, sonuçta detay temizlik yapmıyor. daha iyisi de olsa insan gibi ovamayacağından bana iyi geliyor.

Akıllı süpürgeden kastınız robot süpürge ise sözlükle “xiaomi mijia roborock” “xiaomi roborock s5” başlıklarına bakın. Ben memnun olmayanı görmedim. 1,5 yıldır xiaomi roborock s50 kullanıyorum. Evde buzdolabı bozulsa, süpürgemin bozulmasından daha az üzülürüm. Çok çok az şeyle kıyaslayabilirim. Öyle mükemmel bi alet. Anneme, kayınvalideme, kuzenime ve 10+ arkadaşıma ısrarla aldırdım. Hepsi aşırı memnun. Şimdiye kadar neden almamışız hayat kalitemiz yükseldi dediler.

xiaomi’nin bir çok S50 modeli artık üretilmiyor. Model adı revize oldu. Roborock s5 max diye satılıyor. S6 pure, s5 max, mop pro gibi çeşitler var. Bunlar birbiri ile muadil en iyi modeller. Navigasyonu, tek tek oda seçimi, haritalaması en başarılı olan modeller. Vacuum cleaner ve mijia 1c modelleri de iş görür ama haritalama vs özellikleri pek iyi değil.

Kısacası xiaomi markasının “roborock s5 max”, “roborock s6 pure”, “roborock mop pro” modellerinden birini tercih edebilirsiniz. Aldıktan sonra söylediklerimin ne kadar doğru olduğunu anlarsınız.

Benim taa neredeyse 10 yıl önce aldığım roomba vardı, bir süre önce bataryası bittiği için yeni batarya alana kadar bir kenara kaldırdım epeydir. Fakat evin temizliği ciddi farketti. Temizleme gücü çok üstündü, evin temizliği farkedilir düzeyde azaldı şimdi. İlk fırsatta tekrar devreye alacağım ki, eskimiş bir modelden bahsediyorum. Yani bu teknoloji daha da gelişebilir ama emekleme aşamasını çoktan geçmiş durumda.

Zamanında en ucuzundan ilife diye bi marka almıştık. Evimizde bol bol tüy döken bir köpek var. Günlük çalışması o kadar fark ettirdi ki.

Şimdi artık bir üst seviye olsun diye S5 Max aldık.

super kahraman + 1

mayıstan beri roborock s5 max kullanıyorum, evde halı da yok, her gün hem siliyor hem süpürüyor, normal süpürgem philips marathon, mayıs ayından beri hiç çalıştırmadık, evi de hiç silmedik.

o kadar mükemmel bir alet, evde çamaşır makinesi buxdolabı ne kadar gerekliyse bu da o kadar gerekli bence. çok çok memnunum.

çok memnunum demiş miydim? :D evde halı olmadığı için ben su haznesine çamaşır suyu ya da yüzey temizleyici de koyuyorum öffff müthiş.

@armagan abanuz sizin link manuel ve 1.0 motor.

Zevk meselesi tabii ama bu arabanin ic dizayni (ki bence dis kasasi da) hic 3 yasinda hissi vermiyor bana. Cok eski duruyor, 3 yillik bir araba gibi modern degil. Ben olsam o paraya micra almam.

Ama dedigim gibi tamamen zevk meselesi :)

Micralar plastik gibi, kazasızken bile kasisten geçince tamponu yerinden çıkıyor. O paraya polo alırsınız.

Bu arabanın ederi 40 bin TL’den fazla değil bana kalırsa.

Vay babam vay. Sıfır Micra fiyatları 1.5 için 250.000 lira. O paraya ev var ev! 2017 model 1.2 micra Almanya'da 8.000€. Bazen araba almayı düşünüyorum ama hiç akıl kârı değil bu zamanda. Duyuruya cevap değil ama bir isyan edeyim dedim.

@but that was just a dream +1 güvenlik önemlidir. eşim opel corsayı 60 km hızla pert etti. allaha şükür ki hava yastığı kurtardı. böyle küçük bir araba olsa daha çok etkilenirdi büyük ihtimal.

Vay anam vay 50 bin liralık araba 123 bine satılıyor.
Aceleniz yoksa bekleyin. Üretim bantları hareketlenince düşer

Vay be boyle bi arac icin asgari ucretli biri 5 sene boyunca her sabah ise gidip hic para harcamamali ki bunu alabilsin.. Ulke gercegiyle ilgili kisa bi sitemdi :)

Araca gelecek olursak kazasi vurugu vb olmamasi, temiz olmasi bu sinifta boyle bir araca 120 kusur bin verme sebebi olamaz. Gerekirse bir parca boyasi olan daha ust sinif bir arac bakabilirsiniz.

Fiyat düşmez de bu arabaya da bu para verilmez.
Git mazda 3 bak, golf bak, toyota bak, honda bak.
Beğenmedim. Geçen sene bu araba 65-70 bindi.

Sıfır al diyenler neye göre diyor? Piyasada sıfır araba yok, galericiler hepsini toplamış durumda. 3 ay sonra fiyat garantisi olmadan almak çok riskli. En iyisi almamak.

Böcek olabilir mi

www.youtube.com

@eloreila
Evde böcek yok, ondan eminim.

@yeahbutso
Öncelikle sesli güldüm :d
Evet kısır değil, hatta kızgınlık döneminde ama birkaç gündür sakinleşmişti. Şimdiki de öyle kızgınlıktaki gibi yırtılırcasına bi miyavlama değil.

Benim kedi arada sirada tuvalete gitmeden önce yapiyor nedense. Hatta bazen kosturuyor filan.
Bir de son zamanlarda kapinin onune hava almaya cikariyordum. Cikmak isteyince asiri miyavliyor.
Bunun disinda oynamak filan istiyor olabilir.
Kisaca istedigi bir sey vardir.
Aklina islak mama gelmistir.

Eğer kısır değilse ve yetişkinse malum konu :), yok değilse tuvalete gidecektir, gitmeden önce ortam taraması yapıyor. :)

alttakine benzer bir şey aldım geçen ay, fena değil bence güzel

üstteki nefis bi yatak, diğer metal karyolalarını da tavsiye ederim çok dayanıklı oluyor hepsi, demonte edip tekrar kurabilirsiniz. ahşap karyolaları da demonte etmeyecekseniz ilk kurulumdan sonra üzerinde hop hop zıplamazsanız bir sıkıntı yaşamazsınız ama demonte edip tekrar kurduktan sonra çöp oluyorlar.

Linkleri acmadim ama ikea karyolam var, bazali malm.
Tasindim, demonte oldu ve tekrar kuruldu yani. Hicbir sey olmadi, ayni saglamliginda devam ediyor.

Monte ederken vidalari, vidalarin girdigi delikleri vs yalama yaparsaniz o zaman kotu tabi tasinirken filan.

Üstteki gıcırdayabilir diye son anda vazgeçtik malm lüroy aldık. Alt çekmecelerini almadık. Silmesi aşırı zevkli ve rahat. Bazalı olunca altını temizlemek için çekmek gerekiyor bunda öyle bir şey yok. Eğer depolama alanına ihtiyacınız varsa çekmeceyi de alabilirsiniz. 6 aydır hiç ses yapmadı çok rahat kullanılıyor.

3 senedir Hemnes kullanıyoruz, çok memnunuz.

Üstteki metal olandan bizde var. Yaklaşık 10 yıldır kullanılyoruz. Sallanınca Gıcırdaması dışında bi sorunu yok.

En üsttekinden koşarak uzaklaş
Gıcırtıdan uyuyamıyorum

Ayni soruyu 2 3 ay once ben de sormustum. Daha sonra gidip ilk linktekini aldik ve acaip memnunuz.

www.ikea.com

Alt baza yerine biz su modeli aldik, kurmasi biraz zahmetli ama baya saglam, gicirdama yapacagini hic sanmam

3 yil cekmeceli brimnes kullandik, 1 kez olsun gicirdamadi. Sonra demonte edilip baska yere tasindi, yeniden monte edildi, 2 yildir da orda kullaniliyor, hic bir sorunu yok. Arada cekmecelerin tutma yerlerine bacaklarimizi surtuyorduk yer olmadigi icin. Simdi 6 aydir cekmeceli malm kullaniyoruz, o da gayet saglam simdilik, gicirdamadi hic.

Cekmeceli yatak kullandiktan sonra bazanin buyuk amelelik olduguna karar vermistim, kaldirmasi vs eziyet cunku. Cekmece epey rahat, icleri de kocaman.

çağırıyoruz.

evde yokken gel dedim yapacak bişi yok:/

6 ay sonra ilk defa çağırdım çünkü artık bazı yerleri b.k götürüyor afedersiniz, camdan bakınca dışarısı görünmüyor. Geldiğinde şöyle önlemler alacağım:
-Evi bize yakın, arabayla gidip alacağım(astımı olduğu için toplu taşıma kullanmaya korkuyor. Ben de evime toplu taşıma kullanarak gelmesini tercih etmem.)
-Aynı anda aynı odada bulunmayacağız.
-gereksiz muhabbetler etmeyeceğiz.
-kullandığı tüm bezleri 90 derecede yıkayacağım(gerçi bunu normalde de yapıyodum)
-evin tüm camlarını açık tutacağım ki sürekli hava sirkülasyonu olsun.
Vs vs

Migroslarda satilan turmepa marka ürünleri kullanabilirsiniz. Bi arastirin aradiginiz kritere uygun mu.

Amway'in ürünleri dediğiniz şekilde diye duymuştum.

var öyle ürünler biodegradable deniyor ama burada bulunur mu bilemedim.

Internetten siparis bir secenek mi?
Saç sabunu, katı şampuan: www.rossmann.com.tr

Sabun: www.rossmann.com.tr

Deterjan: www.rossmann.com.tr

En hızlı ulasabileceginiz secenekler Rossmann'da. Ama maalesef en doga dostu secenekler degiller.

Güneş kremini unutmayın. Eğer suya giriyorsanız, lütfen mineral bazlı bir ürün kullanın. Sephora'daki Mimitika iyi bir seçenek.

turmepa +1

Turmepa

Turmepa

Beğendiysen neden alınmasın? Alınır.

Beğendiyseniz alınır +1
Bana biraz boyu uzun gözüktü ama kesin bu yılın modası öyledir ve ben modadan anlamıyorum.

Korkunç

Mankenin kombini hiç olmamış yoksa güzel bir oversize jean ceket. İyi bir kombinle güzel olabilir. Altına aynı tonda yüksek bel bir jean ve düz bir gömlek veya sade bir tişörtle günlük giyim için güzel olur

Bana da fazla uzun geldi ama siz beğendiyseniz alın, absürt bir yanı yok düz bir kot ceket. Beğendiyseniz illa ki uyacaktır diğer giysilerinize.

mom jeans, bunlar, kizlarimiz ozellikle mi cirkin giyinmeye calisiyorlar ben anlamiyorum. kadinlar erkek gibi, erkekler kadin gibi giyiniyor. netflix'in sucu hep.

netflix dizilerindeki yıkık tiplere benziyor. anne-baba yok,bağımlı,kayıp.

bunu cekip nasil sitelerine koymuslar anlamak mumkun degil. ceket alinabilir ama asla boyle kombinlemeyin lutfen

ceket ayrı kötü, kombin ayrı kötü.

muhabbet kuşu insan olmadığında daha çok strese girer. tek başına küçücük kafeste duracak yapayalnız.

annene götür, orada en azından insan sesi ve televizyon sesi vs duyar çok strese girmez.

Sevimli olsun olmasın 5 gün yalnız bırakılmaz. Yapmayın gözünüzü seveyim ya. Sorulması bile yanlış.

Asla durmaz. Annenize götürün. Muhabbet kuşları çok hassas hayvanlar. Onları yalnız bırakarak dünyanın en büyük kötülüğünü yapmış olursunuz.

biz ben çocukken bırakıyorduk. yeterli yemi suyu varsa bi şey olmuyordu.

Bırakabileceğin birisi varsa evde bırakılmaz.bu arkadaşlar yemi yerken kabuğunu ayırıyorlar biliyorsun.o kabuklar ğstte kalınca bunlar alttaki yeme ulaşamıyorlar ve aç kalıyorlar.bu yüzden yemini üflüyoruz zaten,kabuklar gitsin diye.aç kalabilir evde.

Kuş satın almayın kafese kapatmayın lütfen artık ya.

Hayvanı 2 kanat genişliğinde kafese kapatıyorsunuz. Çok zalimce. Biri sizi yürüyemeyeceğiniz kadar dar bir alana kapatsa ne hissederdiniz?
Duyar kasmıyorum, doğada yaşaması mümkün olmayan bu canlıları siz satın aldıkça üretmeye devam ediyorlar. Yeter.

Bence güzel 90 lar havası rahat görünüyor

Kisinin tarzina bagli. Bence guzeller ama dogru kisi giydiginde. Gunluk hayatinda daha suslu puslu giyinen birine yakisacak birnsey degil.

Ben genelde çok sade giyindiğim için kötü bulmuyorum, bir de uzun ve zayıf olduğumdan toparlıyordur bende diye düşünüyorum. Ama beğenen nadir insanlardanım sanırım :)

yemin ederim bir erkek olarak butun cinsel arzumu olduruyor giyen kadina karsi.

Bayılıyorum. Fakat bana gitmiyor. Üzülüyorum :(

Sadece çok zayıf veya balık etli olup ince belli kızlara yakışıyor. Kalın belde ekstra kilolu gösteriyor. Özellikle crop toplarla aşırı güzel oluyor.

Ben gayet severek giyiyorum; yazın crop toplarla, kışın yumus kazaklarla güzel oluyor. Ayrica aşırı derecede rahat. Sadece düzgün kalipli modelleri bulmak gerekiyor, bazıları cuval gibi oluyor.

Varoş da kime göre neye göre yani? Düzgün bir kombinle gayet spor bir görüntü oluyor bana kalırsa. Hoşunuza gidiyorsa giyin gitsin. Ben de erkeklerin kısa paça pantolon giymesinden hoşlanmıyorum ama giyen erkekleri de eleştirmiyorum.

ben beğenerek giyiyorum. giydiğimde de çevremden güzel şeyler duyuyorum. vücut tipi ve yapılan kombinasyonlara göre değişiyor. ben de skinnylerden oldum olası hoşlanmıyorum iyi ki var mom jeansler, boyfriendler :)

Erkekte kisa paca neyse, kadinda da bu o. Libido oldurucu.

Aşırı bol olmayanları güzel oluyor.

Seks hayatım sıfır pantolonu

Çok çirkin. Sevgilim giyse, giymemesini tavsiye ederdim.

Bir erkek tarafı cevabıda burdan geliyor.

Ben ömrümde kadınlara bu kadar yakışmayan bir pantalon daha görmedim.

kanka kız pantolonu, meriç'in kız versiyonu.

Duyuruyu sabote ediyor gibi olacam ama kıyafet üzerinden cinsel hayat etiketi bile yapıştırılmış, valla kim çatır çatır sevişiyor kim sevişmeyi tercih etmiyor giyime, tavırlara bakmıyor bu işler

ben begeniyorum. insanlara da gayet yakistiriyorum.
en azindan vucuduna tayt gibi yapisan kalcalar kocaman bilekleri kurdan gibi bili bili dolasanlara benzemiyor.

Aşırı seviyorum. Yılın %90’ını falan mom jeanle geçiriyorum birkaç yıldır.

gördüğün yorumlar yüzünden endişe ediyorsan giyme. ben bayılıyorum.

Hayvan tüylerini hali ve koltuktan toplamak için süpürge değil de başka bir şey tavsiye edeceğim.

Nalburlarda satılan siyah lastikli cekcek ler var ya. Hani fayans gibi yerlerden suyu çekmek için kullanılan. Onu alın, koltuğa halıya bir iki sürün öyle bir topluyor ki tüyleri, arkadaşımda gördüğümde inanamamıştım.

5 kedim var.
kedilerimle ıssız adaya düşecek olsam, alacağım üç şeyden biri dyson v8 olur, öyle söyleyeyim.

@blatta
Ben de bi süredir v8 e bakıyorum. Ağırlığı nasıl? Bütün ev için kullanınca kol ağrıtır mı? Dayanıklı bi malzeme mi? Açıkçası o kadar para verdikten sonra parçalarının çat diye kırılmasını istemem.

yani, dyson bu, malzeme kalitesi çok iyi tabii ki, zaten öyle olmasa herkes isyan eder o kadar para verdikten sonra.
sadece borusu kolay çiziliyor, ona dikkat etmeniz lazım.
yani o turuncu olan kısım.
onun da işleve bir etkisi yok zaten.

ilk 2-3 kullanımda tuşuna sürekli basarak kullanmak biraz tuhaf geldi, parmağım ağrır gibi oldu.
ama şu anda hiç sorun yaşamıyorum, çok alıştım.
içi dolduğunda bazen motor kısmı ağırlaşabiliyor ama yani öyle mühim bir ağırlık yok bence.

haftada bir gündelikçi geliyor, su hazneli makineyle iş yapıyor.
ben de haftanın her günü neredeyse bütün evi ve çalışma odamdaki kanepeyi, bilgisayar koltuğunu falan dyson'la süpürüyorum, öyle yorgunluk yapmıyor yani ağırlık nedeniyle.

kaç ay oldu bilmiyorum ama makine çok sık kullanılıyor evde.
performansında herhangi bir düşüş, azalma olmadı.
yalnız şarjı 1 saate yakın gidiyor.
yani bunu gündelikçinin yaptığı temizlik tarzı temizlikte kullanamazsınız.
her gün kendi kendinize süpürürken, koltuk, yastık, kanepe süpürürken, misafir gelmeden ortalık temizlensin diye falan gibi amaçlarla süpürebilirsiniz.
saatlerce çalıştıramıyorsunuz yani.
ama bütün evi süpürüp, sonra vileda falan gibi bir şey yapıyorsanız, onun için de uygun.

ben büyükçe bir 3+1 evin 1+1'lik alanını (kanepesi koltuğu dahil), antreyi, koridoru falan rahatça süpürüyorum o şarj süresi boyunca.
zaten çekişi falan o kadar iyi ki, koltuk üzerinde ileri geri süpürmenize bile gerek yok, tek yöne çekince bütün tüyler gidiyor.
o yüzden normalde debelendiğiniz kadar debelenmiyorsunuz kanepe koltuk süpürürken.

@Blatta,

Süper, tam aradığım şey.
Aslında benim zaten normal elektrikli süpürgem Türkiyede şu an satışı olmayan çok iyi bi marka. Çook memnunum kendisinden. Nazar değmesin :)
Ama işte kablolu, ağır bi makine. Her gün onu çıkarıp koltuk vs süpüremem. Zaten koltuk vs için yedek başlıkları da yok. Haliyle banyonun yerini süpürdüğüm başlığı koltuklara süremiyorum.

Bu sebeplerden ve tüylerden dolayı pratik ve iş görür bir şey arayışındayım. V8 konusunda çok açıklayıcı oldu yazdıkların çok teşekkürler.

rica ederim.
o zaman tam aradığınız makine gerçekten.
benim de aynı sorunum vardı.
su filtreli koca makineyle her gün iş yapmak çok zor.
bir de bunun beş tane falan farklı başlığı var.
toz alma ve koltuk süpürme başlığından çok memnunum.
toz alma, koltuk süpürme, fayans/parke gibi zeminler, halı, yastıkların arası falan için ince bir başlık var mesela.
başlıkları da hem direkt elinizde tuttuğunuz motorlu üniteye, hem de boru ucuna takabiliyorsunuz.
o açıdan da çok kullanışlı oluyor.

Süper, tekrar teşekkürler yanıtlar için. V8 konusunda iyice netleştim artık. :)

bu cihazların alamet-i farikası ucundaki o silindir sünger ve emiş gücü. dyson bunu ilk yapanlardan. ben de beko'nun aleti var sadece dediğiniz gibi halı koltuk vs gibi yerler için kullanıyorum. gayet memnunum bayağı da ucuza almıştım. yerler için de xiaomi robot kullanıyorum.

dyson'ın silindir sünger olarak küçük aparatı da var o büyük avantaj fakat beko'da bu yok koca aleti komple kaldırıp koltuk üzerinde gezdiriyorum.

beko ve arçelik için fikriniz olsun diye yazdım.

Biz de iki kediyle Electrolux ESPC74SWT ile çok mutluyuz.

Evi istisnasız her gün süpürüyoruz ve turbo başlıklı veya başlıksız mis gibi oluyor yerler (parke) ve koltuklar.

Dyson çok pahalı gelmişti özellikle animal pro modelleri daha da pahalı. Miele baktım epey bi süre (C3 cat&dog) o da zam yiye yiye Dyson fiyatına çıktı. Memnun kalmazsam başka makine alırım diyerek üçte biri fiyatına Electrolux aldım ve mutluyum, tavsiye ederim.

6 yıldır dyson v6 kullanıyorum, gücü yetersiz falan değil bence büyük süpürgeyi hiç kullanmıyoruz. Yeter ki uygun başlığı kullanın.

@Chicha

Sizin önerdiğiniz kablolu yer süpürgesi. Benim zaten öyle bi süpürgem var ve çekim gücü çok iyi. Yalnız kablolu ve ağır bir makine olduğu için koltuk vs süpürmek için pratik değil.

2013 yilindan beri dyson sarjli kullaniyorum, modelini bilemiyorum ama baya eski yani. 2 kedi var, hala tas gibi. Bu sene bir pil problemi yasadik (max modunda calisamiyordu sadece normal modu calisiyordu), yeni pil taktik gene canavar gibi. Borunun ya da basligin cizilmesi disinda kirilma falan olmadi.
Dyson candir.

Animal basliginin olmasi gerekiyor sadece (fotograflarda kanepe ve araba koltugunun supuruldugu)

aşırıya kaçan bir sey goremedim, herkesin yapmasi gereken seyleri yapiyosunuz. yumurtalari yikamak hariç. oyle yapinca bakteriler çogaliyordu sanki

(bkz: okb)

Kasik olayi da pek normal degil ama hadi bi nebze.

Ama oyuncak ciddi takinti belirtisi bence. Ev senin bile degil.

Onun disindaki protez tirnak, supurge, yumurta durumu bende yok mesela ama garip bulmadim duyunca.

Kaşığı ve oyuncak toplama isteğini ben OKB belirtisi olarak yorumladım. Her gün evi süpürmek de çok normal bir şey değil bana kalırsa, yapacak işiniz olmadığı için yapmıyorsanız. Psikolog değilim.

Her gün silme süpürme işini robot süpürge yapıyor. O kadar işsiz değilim.

oyuncak toplama işi fena rahatsız edici.

Normalin bi tik ustu.

Oyuncak toplama dışında bence doğru olanı yapıyorsunuz. Ben de bu nedenle halı kullanmam. Kaşıklık da kullanmayın çekmeceye koyun. Ayrıca elbette tavuğun kıçından şey buzdolabına koyulmadan önce yıkanır. Ben korona olaylarından sonra sebze ve meyveleri de bulaşık deterjanı ile yıkamaya başladım. Sizin gibi ev arkadaşım olsun isterdim.

yumurta ve halılar hariç bir şeyinizi göremedim. temiz titiz olmak bence çok güzel bir şey.

halının faydaları:

1) kışın sıcak tutar
2) halı olmazsa tak tak düz zemine adım atmak dizlerinize şok etkisi yapıyor ve içindeki sıvı azalır zamanla. halı bu şiddeti emeceği için iyidir.

Okb +1

Obsesif kompülsif bozukluk deniyor buna. Kimi insanda temizlik hastalığı şeklinde gösterir, kimi insanda saçma ritüeller gibi..

okb falan değil yahu amma abartmışsınız. okb öyle bir şey değil.

yumurtayı ben de yıkarım. birçoğuna bok bulaşmış tüy yapışmış oluyor. niye boklu kabuğa elleyip yumurtayı bokla tüyle kırayım ki?

ağzı açık duran bardağı, uzunca süre açıkta durmuş çatalı kaşığı ben de sudan geçiririm. servisleri masada duran lokantalarda tabağı bardağı ters koyarlar, heaa bütün lokantalar da okb o zaman öyle mi?

terliğin altı toz olunca rahatsız olmak da anormal değil. halılı evlerde o halıda cidden toz toplanıyor. yani robotumuz yok ama elektrikli süpürgeyle süpürünce ayı gibi toz çıkıyor. boşaltıp tekrar süpürsen yine çıkıyor. ben anlamadım. yani ben buna takmıyorum ama taksam takarım, çok cins bir huy gibi gelmedi bana.

halısız ev daha çok kirlenmiyor. halılı evde terliğin altındaki tozu halıda yürürken halıya sildiğin için terliklerin altı temiz gözüküyor, toz yok sanıyorsun.

okb olsa yemekten bir şey çıksa yemeği yemeye devam etmeyi bırak, daha bir şeye elini sürmezdi.

bizim evde (annemlerde) her gün süpürge çalışıyor, yumurtalar da kapalı kaplarda bekleyip kırılmadan önce mutlaka yıkanıp kurulanıyorlar çünkü önceden yıkandığında gözenekleri açılıyormuş ve mikrop üretiyormuşmuş.

ek olarak, evde bulaşıklıkta bulaşık beklemez. mutfak havlusu ile kurulanıp kaldırılır :) ben sıkıntılı bir şey göremedim ama türk aile yapısı belki, etrafımda çoğu evde böyle. her gün yatak çarşaflarını silkeleyip tekrar takan insanlar var. o biraz garip geliyor.

Eger o kasiklik normalde kullanilmiyorsa ve uzun sure gecmisse aradan temiz olsa da yine yikarim veya silerim, cekmecede dursalar bile. Ama hergun zaten yikanan catali kasigi 10 dakika acikta durdu diye yikamam.

Robot supurgem olsa hic durdurmam.

Normalsin.

Bana göre normalsin, artik okb isen ben de öyleyim demektir :D

Tezgahtaki kasiklikta maksimum bir gün bekleyen bulasik temizdir.
Ben kuzenlerime gittigimde aynisini yapiyorum genelde ama aile icinde oldugu icin garip karsilanmiyor :D
Kullanmadan hemen önce ben de yikarim, neticede tavugun götünden cikan seyin temizligine güvenemem :D
Ben uzun tirnaklardan hem tiksiniyorum hem de korkuyorum. Zaten nasil moda oldu hic anlamadim.
Robot süpürgem olsaydi iki güne bir calistirirdim, sacli bir insanim dökülüyor.
4 senedir halisiz evde yasiyorum, hali olsa silkeleyemem, yikatmaya veremem ve cok toz topladigini biliyorum. Resmen halisiz hayat temiz hayatmis ben bunu anladim.

Benim temizlik takintim yok sadece düzen tertip seviyorum, isimi kolaylastiriyor. Canim istemedigi icin haftalarca toz almadigim, evi süpürmedigim de oldu. Sadece ev düzenli ve temizken icim aciliyor.

altı gün çok uzun değil, hiç uğrayıp mamasını ve suyunu tazeleyecek, biraz onunla zaman geçirebilecek bir arkadaşınız ya da tanıdığınız yok mu?
siz de düşünmüşsünüzdür ama yine de sorayım dedim çünkü eğer varsa başka yerde kalmasından çok daha tercih edilir olur.

bir de, yabancı yerde asla açık balkona ve pencereye ya da dışarı çıkmasına izin vermeyin.
yani bunu yapmayacağından emin olduğunuz bir yere bırakın.
kendi evinizde bile dikkat etmeniz lazım ama yabancı yerde strese girip evine dönmeye falan çalışabilir.

Rica edebileceğim kimse yok maalesef bayram olduğu için herkes bir yerlere gidiyor.

Siz öyle yapın diye demiyorum ama 6 gün 2 kedisini tepeleme mamalar, sular ve bir kaç temiz tuvalet/kum ile yalnız bırakan bir akrabam vardı. Yani iyi mi ediyor kötü mü ediyor onu bilemem ama kedilere vahim şeyler olmuyordu en azından onu biliyorum.

Çok evham yapmayınız, ekstra aksi bir hayvan değilse takılır işte biraz kızar size geçer.

Rica etmek değilde ücrete mukabil bakabilirler belki kendi evinizde. Malum okullar kapalı komşunun lise/üniversite okuyan çocuğu vs gibi.

Ben açıkçası hem evinde kalmayıp hem de köpekle aynı ortamda olmaya nasıl tepki verir kestiremiyorum. armut vs. gibi sitelerden ilan açabilirsiniz buarada.

1-Hangi şehirdesiniz?
2-kedinizi yanınızda götürme şansınız yok mu?

korona sürecinde ayakkabıyı internetten aldım. numarada bir sıkıntı çıkmadı. kıyafet ihtiyacım yok. evde bedeni bildiğiniz markadan, aynı bedende internetten alınabilir. daha önce mağazada denemeye üşendiğim için pantalonu aynı şekilde yaptım. ilginç bir şekilde aynı model aynı beden 2 üründen biri oldu biri olmadı. bu tarz şeyler olabiliyor tabi. internetten alıp iade etmeniz muhtemelen daha az uğraştırıcı olur dediğiniz yönteme göre.

tavsiyem şu olur, erken saatte gidin. mağaza açılır açılmaz gidin. 10 da kapanıyor diyelim avmler, sabah 10da açılıyor, avm dışı mağazalar da aşağı yukarı böyledir. en azından 12 saat geçmiş olur son dokunan üzerinden. pantolon gömlek şeylerde risk daha az yüze değmiyor. ama t-hsirt vs daha riskli tabi. kolonya götürün elinizi sık sık temizleyin. nispeten daha sakin avm/mağaza tercih edebilirsiniz.

"gerçekten önlem almaya gayret eden ve hassasiyet gösteren" gruptan biri olarak kiyafet almiyorum. "ihtiyac" kelimesinin gercek anlamini dusunursek boyle bir durumda kiyafete nasil ihtiyacim olabilir ki? kislik mont haricinde 5-6 sene hic alisveris yapmasam elimdeki kiyafetlerle rahat gotururum.

Arkadaslar dokunarak kapilmiyor korona.
Dokunduktan sonra elinizi agziniza-yuzunuze-gozunuze goturmuyorsaniz 100 kisi dokunsa da fark etmez.
O yuzden ben anlamiyorum. Maske olacak zaten yuzunuzde, yaninizda el dezenfektani da tasiyorsunuzdur.
Sorun nerede, bilemedim.

Ama kabinde denemek istemezseniz anlarim, o yuzden magazada begenip (ya da magazayi denklemden cikarip) internetten soyleyin. Iade konusu da sikinti olmaz boylece.

zaten mağazaya gitseniz bile bütün kabinler kapalı, kıyafet vs.. denetmiyorlar.

dolayısıyla internet alışverişi + 1

Öncelikte şunu söylemek istiyorum, birisi 5-6 yıl alışveriş yapmasam da kıyafetlerim yeter diyosa yeteri kadar kıyafeti vardır. Yani zamanında fazlasıyla/yeterince alışveriş yapılmış demektir ve en önemlisi bu övünülecek bir şey değildir. Allah aşkına boş övünmelerde vazgeçin artık.

Duyuru sahibinin sorusuna gelince 5 ay sonra ilk defa bazı ihtiyaçlarım için avmye gittim. İmkanım olduğu için hafta içi gittim. Nispeten bomboştu. Doğal olarak insanlar hala korkuyorlar. Maskemi hiç çıkarmadım. Maskeme el sürmedim. Elim istemsiz maskeme gidince hemen değiştirdim. Zaten her ama istisnasız her mağazanın girişinde dezenfektanlar mevcut. Kalabalık gördüğüm mağazaları es geçtim. Rahatça alacaklarımı aldım ve çıktım. Eve gelince tüm kıyafetlerimi attım yıkadım. Elimi yüzümü yıkadım. Bitti gitti.

Evet deneme kabinleri kullanılmıyo. Bu iyi bir şey. Siz de alıp evde 3-4 saat havalandırıp deneyip olmayanları iade edebilirsiniz.

Bu arada İstanbul’daysanız akasya avm nin klimalarını dış üniteye bağlamışlar. Hava sürekli dışardan sirküle oluyor. Orayı veya açık hava avmlerini tercih edebilirsiniz.

Şu hayvanı dışarı atan insanlar orada burada kendilerini hayvan dostu olarak gösteriyorlardır. Tweet filan da atarlar yeri gelince. Ya da cahil bir aile çocukları çok istediği için alıp sonra atmıştır. Çeşit çeşit ...... var.

Umarım bu kedi güzel bir yuva bulur kendine.

Merhaba. Aynı cinsten 2 hafta önce sahiplendik sokakta bulup. Bu evladın yuvası bulunmadıysa gelip alabiliriz.

Bu kedi sahiplendirilmistir, yukarıya sabitleyen güzel kalpli insanlara teşekkürler.

Gömün gitsin. Ne güzel komşuymuş. Cidden ilaçsız demek ki. Off canım çekti

tuzlu suda beklet. geçenlerde bi video meşhur olmuştu. bulurdum da iş yerindeyim internet kısıtlı. videoda çileklerde kurt var mı yok mu anlamak için tuzlu suda bekletiyorlardı sanki.

Bu benim travmam. Koskoca bir kase dolusu kirazı bitirirken kurtlu olduğunu fark ettim. Geri gidip poşette kalanları kontrol ettiğimde hepsi kurtluydu. O günden sonra @üğpoıuy da dediği gibi ortadan ayırıp emin olup yiyorum.

Bildiğim bir yol yok. Gömerken için rahat edecekse ye gitsin ama ben yapamadım.

Bir de tecrübelerime göre ekşi kirazlarda kurt olmuyor. Daha ziyade tatlılar kurtlu oluyor. En azından bana hep öyle denk geldi.

@üğpoıuy okudum tabi ki. yalnız arkadaş suda beklettiğini yazmış, tuzlu suda değil. tuzlu suda arındırma şansı var dedim ki arkadaş da arındırılma şansı var mı diye sormuş ;)

başka sektörde iş bakıyorlar.

Bir sey oldugu yok, Turkiye'de her sey olursun rezil olmazsin. Toptanci bir tanidik var adam tum piyasaya borc takmis, onu dolandirmis bunu dolandirmis. Sirketin adini degistiriyor, yeni firma ile devam ediyor ayni sektorde. Is hayatinda duygusallik yok. Baska sektore gecer hayatina devam eder eskisi gibi. Hicbir sey dunyanin sonu degil. Gavurun resilient diye bizde karsiligi olmayan bir sozu var, resilent olacaksin devam edeceksin yoluna

Turkiye'de rezil olamazsin +1
Gul gibi ozel okulu batirip, butun ogretmenlere aylarca maas odemeyip mahkemelik olan, birkac sene ortadan kaybolup sonra tekrar piyasaya cikip yeni ozel okul acan "egitimci" gordu bu gozler.

Marketlerde kapalı kutuda külah satılıyor. Bir de kiloluk dondurma aldınız mı.. al sana evde külahta dondurma

Gerçek külah istiyor :(

bir suru saglikli dondurma tarifi var cok da basit yapilisi, onlardan yapsaniz hatta belki ikiniz birlikte? guzel bir aktivite de olabilir hem?

Yaptık ama istemiyor sevmedi pek dün uzun zaman sonra kontrollü dışarı çıktık orada gördü yine aklına geldi

Valla biz pandemi süresince mahallemizin bildiğimiz dondurmacisindan aldık yedik bir sorun olmadı. Külah yoktu tabi.

@uzun kulak

Dediğim gibi marketlerde külah da satılıyor. Migrosta falan bulursunuz.

madodan alırdım.

Dondurmanin kulaha konma ve size verilme asamalarini dikkatle izleyerek, oksurme, hapsurma ya da kulaha pis ellerle dokunulmasi gibi bir durum olmazsa, alabilirsiniz sanki. Ben de bu konuda 4 yasindaki kuzunuz kadar dertliyim:)

kizimda cok seviyor, bu surecte evde yaptik hep; ancak yavastan disari cikmaya basladik ve mahallemizdeki butik dondurmacinin acildigini gorunce o gun 2 kez gittik :) 3.5 yasinda hemen hemen, sorun etmedik cok fazla (bildigimiz bir yer oldugu icinde)

kartal'da bi top dondurma diye bir yer var oradan aldım. gerci aldiktan sonra pisman oldum. dolaba attım ara ara yiyorum.

adam eğilip kutulardan alırken nefesi hem kutulara hem koyduğu yerlere gidiyor.

bimde 1 tane dondurma var, yıllardan beri sadece onu alıyorum ve acayip güzel. denemediğim sorbe kalmadı bu acayip ama böyle ne çok tatlı, ne çok tatsız, sanki meyvalı yoğurt ayarında ama denemenizi isterim.

pbs.twimg.com

ayrıca dünya değişime giriyor, sizin ufaklık da alışsın artık.

dondurma külahı da satılıyor marketlerde.

virüsleri dondurarak sakladıklarını öğrendiğimden beri tırsıyorum ben soğuk şeylerden.

ayrıca cornet tarzı da bir sürü seçenek var. cornet sevmeyen çocuk olur mu bilemedim.

migros eve dondurma getiriyor

biz kulahı karton kutuda paketli alıyoruz. normal paketli dondurmayı üstüne koyuyoruz. yaş 3bucuk :) külah marketlerde satılıyor kutu içinde.
www.google.com

dondurma da üstünde dondurma yazanlardan alın dikkat edin.

Marketlerde Seyidoğlu ve Koska külahlar var, kapalı paket. İnsan boş bile yer, açıkta satılanlar kalitesiz.

Paket dondurma alın, abidik gubidik karışımlara girmeyin, sade ve kakaolu olan kaliteli bir marka alın ve evde kaşıkla koyun külaha. Ben kendim hep böyle yapıyorum.

4 yaşında ya. al bir algida kornet geç. alışır. beğenmezse de çok sorun değil süt ve şeker zaten bir kaybı yok. bunu kıdemli bir baba olarak yazıyorum.

kızarmış dondurmaya alıştırabilirsin illa ısıtmak istiyorsan hehe.

2.mesajim olacak ama cocugu (bebegi) olmayanlar ne guzel al bir dondurma ya da kulah gec demisler :)

arkadaslarin al dedigi algida vb. markalarin icerigine ve ustune bir bakin, milyon tane katki maddesi var, ve dondurma bile yazmiyor kutularinda :)

not: sadece dondurma degil aldiginiz her seyin lutfen icerigine bakin! bu konularda bilginiz yoksa da kliktag diye bir uygulama var onu indirip barkod okutun lutfen!

Alin, bir sey olmaz, zaten maskeyle calismalari gerekmiyor mu?
Burada butun bebeler dondurmayla geziyorlar artik

Muhtemelen 500’e yakın kitabım var ve yarısını okumadım. Çünkü genelde okuduklarımı başkalarına veriyorum okusunlar diye ama geri dönmüyor hiçbiri. :(

Yaş 30

200 -250 kitabı geçmiyorum, çok sevdiğim yazarlar ve sahibi olmaktan mutluluk duyduğum kitaplar hariç kitap tutmuyorum, 6 ayda bir aldığım , okuduğum, sevmediğim ya da bir daha okumayacağıma emin olduğum kitapları dağıtıyorum. alıp okumadığım 20-25 kitap vardır.

yaş 31.

2 bin civarında kitabımız var, eşimin kitaplarından henüz okumadıklarım var. aynı olan kitaplarımızı ve geçenlerde de bir daha okumayız ya dediğimiz çokça kitabı dağıttık.
bir de ben 2 yıla yakındır kindle kullanıyorum o yüzden eskisi kadar basılı kitap satın almıyorum.
yaş 32.

yas 40, 1000 ustu kitap var; okunma orani %70 civari

Yaş 40+

800-1000 arası kitabımız var. Herhalde %80'ini okumuşuzdur. Geçen senelerde 200-300 tanesini de okula bağışladık. Güncel kitaplardan aldıklarımızı çok tutmuyoruz eğer beğenmemişsek. Yerim olsa daha ne kitap alırım, ah ahhh...

15-20 tane referans kitap var, 8-10 tane de kurgu; hepsi okundu. Uzun süredir e-kitap okuduğum için, e kitap olarak bulamayıp aldığım fiziksel kitapları da okuduktan sonra elimde tutmadığım için kütüphanem yok. Elimdekileri tutma sebebim e kitap formatlarının olmaması ve arada açıp okumayı seviyor olmam.

200e yakındır, %70 de okunma oranı diyebilirim. Askerlik güzel bir yatırım oldu okuma konusunda :d

Sayısını tam bilmiyorum ama 3 duvarı kitaplık olan küçük bir oda var evde, herhalde 2 bin civarıdır. Yarısını anca okumuşumdur. Yaş 27.

8 tane var. 4 tane okudum. bir suru kitap vardi, arkadaslarima verdim. bu kalanlari da verecegim.

kitaplar dunyanin en buyuk otoriteleridir. milyarlarca insan bugun daha once yazilmis kitaplara gore yasiyor, bu kitaplara gore baska insanlara hayati zindan ediyor.
bu yuzden kitap okuma durumuna suphe ile yaklasiyorum. cunku kitap okuyup etkilenen insan insan olmaktan cikabiliyor, o kitap oluyor.

teknik ve gercek bilgi veren, ilgi alanimdaki kitaplari okuyorum.

29 yaşımdayım. Kitaplığımda 3-5 tane kitap anca vardır. 5 senedir falan kitap almıyorum, hep internetten indirip kindle'a atıp öyle okuyorum. Elimde olanları da genelde eşe dosta dağıttım.

Bende kalanlar genelde hediye gelen kitaplar, duygusal değeri olduğu için onları vermiyorum.

valla ben biraz yer temizleyici ekliyorum. ama cok aham saham bir paspas performansi yok. s55 kullaniyorum. ayda bir el paspasi yapiyorum

ben bu cihazlarin performansindan emin olamiyorum hakkat, ben istiyorum ki ciplak ayakla salonda gezince ayakta toz birikmesin mesela. bunu saglar mi cihaz yoksa daha buyuk kiri copu mu emer sadece

Supurmesi cok basarili. Mop yaparken bi miktar yer temizleyicisi koyuluyor genelde. Mop icin zemin uygunsa ve 2-3 kez yaptirirsaniz is gorur ama gunluk supurunce toz olmuyor zaten

o sıvı haznesinde 2 tane filtre var suyun mopa damla damla akmasını sağlayan, kimyasal koyunca onlar çok hızlı tıkanıyor. Sadece su ile de fena olmayan bir temizlik sağlıyor bence ama illa kimyasal kullanmak istiyorsan o filtreler çok pahalı değil, tıkandıkça yenisini takarsın.

ben bir damla çamaşır suyu, bir kaç damla da koku versin diye yer temizleyici marc döküyorum. şimdilik memnunum ev büyük değil, engel çok yok, sert zemin ve parke çok dolayısıyla güzel sildiğini düşünüyorum. haftada bir yapıyorum, memnunum.

xiaomi vacuum mop pro

Merhaba, 1 yıldır xiaomi roborock s5 kullanıyorum. Su haznesini 5/1 oranında dixi çam kokulu yüzey temizleyici ve haznenin kalanını su ile dolduruyorum. Ev mis gibi kokuyor ve temizleniyor. Domestos veya sıvı arap sabunu gibi şeyler de denedim ama koyu kıvamlı oldukları için damlamadılar. Bez ıslanmadı bile. O yüzden dixi gibi su kıvamında temizleyiciler tercih etmelisiniz.

Performans kısmına gelince, süpürgenin emiş gibi 2000 mah. Normal süpürgelere taş çıkarır. Mop kısmı ize toz alır gibi. Kesinlikle damlamış kurumuş yoğun lekeleri çıkarmaz ama bir parça dahi olsa toz bırakmaz.

Emiş gücü*

isteğinizi karşılar. almışken paspas özelliği olanı almak mantıklı zaten. eğer eviniz tamamen halı kaplı değilse, çok pratik.

ben sadece su ile kullanıyorum. tavsiye edilen de bu. ama sıvı olan, kıvamı yoğun olmayan şeyler de konabilir.
paspas seçeneğindeki süpürge+paspas diye bir seçenek de var. ben yöne de önden süpürtüyorum, sonra süpürge+paspas yaptırıyorum.
evde yerde görünür bir şey olmadığı zaman bile tozla dolduruyor hazneyi. basit bir marka alırsanız sıkıntı olur ama Xiaomi gibi bir marka olunca, süpürge hızı gayet güzel. paspası aman aman değil elbette, ama silip geçmiyor, gide-gele, tam anlamıyla paspaslıyor. yere yapışkan bir madde döküldüyse fazla etki etmeyebilir ama toz konusunda on numara.

Bu arada xiaomi s5 bakacaksaniz su ara fiyati 5000-6000lerde. Almayin bekleyin, 3000-3300 arasi normalde.

Dolabınızın büyüklüğünü bilmiyorum ama ben bütün mutfak dolaplarımı bu boya ile boyadım. 500 ml yetti de arttı bile. Bu kadar büyüğüne gerek yok bence. 3 kat boyadım. 1 kat vernik attım, parlak sevmediğim için verniğin üstünü 1 kat daha boyadım. 2 yıldır kullanıyorum bi sorun yaşamadım. Ufak tefek yerleri bazen soyuluyor. Onu da minik bi fırça ile boyuyorum.
Muhakkak her kat arası 24 saat beklemeniz lazım yoksa ruloyu sürünce alttaki boyayı da kaldırıyor.

Zımparalamaya vs gerek yok. Temiz ve kuru olsun yeter.
Boşluklar için bir şey öneremeyeceğim.

Desenler macunla doldurulabilir, ama kapakları kapatıp açtıkça zamanla çatlayıp yerinden ayrılmaması için birşey yapılmalı.

Belli aralıklarla küçük vidalar atılıp vida başlarının dışarda kalması, ama tabi asıl zeminden taşmaması sağlanmalı, böylece macun vidalardan kuvvet alır donduğunda.

Basit tamir macunları çatlar, en güzeli çelik macun olur.

Hayır.

"inanmıyorsanız da kötü enerjiyi nasıl açıklarsınız ve nasıl yok edersiniz"
Bilimde kötü enerji diye bir şey de yok, dolayısıyla açıklayıp yok edecek bir şey yok.

Nazar veya kötü enerjiye inanmıyorum. Kötü enerji ile kasdettiğiniz nedir bilmiyorum ama olumsuz bir durum olduğunda nedenini anlamaya çalışırım. Şanssızlık olabilir, yeterince çabalamamış olabilirim, yanlış hareket etmiş olabilirim vesaire. Bunu anlayıp yapabileceğim bir şey varsa ona odaklanırım.

Nazar gibi üstün bir yeteneğe sahip olduğunu iddia eden kişilerin haline bakıp kendin anlayabilirsin yalan olduğunu. kendine faydası olmayan, kendine gelecek zararı engelleyemeyen kişiler başkasına mı zarar verecek bakışlarıyla.

Dini olarak da bir paradoks. insan ailesiyle mutlu mesut yaşarken, birisi nazar edip evini yuvasını dağıtıyor. adam eşine çocuklarına sahip çıkmıyor şiddet vs. öbür dünyada Allaha hesap vermez. ben iyi giderken senin izin verdiğin bir nazar beni kötü etti. sorumluluk bende değil der.

Kobuzchu +1

Hayat boyunca insanlarin baslarina kotu seyler gelebilir. Yine hemen herkesin etrafinda kiskanc, insanlarin kotulugunden beslenen tipler olmustur. Nazar, kotu enerji gibi seyler de insanlarin baslarina gelen kotu seyleri aciklamaya calismalarindan ortaya cikan seyler. Ayni ayda dogup benzer kisilik ozellikleri gosteren insanlarin (ki gayet mumkun) burclarla aciklanmaya calisilmasi gibi bir sey.

İnanmam, kötü enerji diye bi şey yok. En fazla psikolojik olarak başkalarından etkilenip yanlış yapmaya daha meyilli olabilisin ve buna kötü enerji diyebilirsin.

Bu tarz şeyler tamamen algıda seçicilik. Normal olasılık dahilinde olan bir şey olur ama aklında o kalır çünkü kötü şeyler daha çok etki bıraktığı için hatırlaması daha kolaydır. Yani mavi gözlü birinin sana bakıp konuştuğu 9 durumda bi şey olmaz ama 1 durumda işin rast gitmez ve sen "Aa gördün mü bak maviş gözleriyle nazar değdirdi" diye söylenirsin.

ne nazar ne kötü enerjiye inanmam. insanın yaşadığı olumlu ve olumsuz deneyimlerin, duyguların tamamı o kişinin kendi yaptığı tercihleriyle ilgilidir.

aslında başarılı olacaktım ama şuna şuna anlattım nazar değdi, ondan başarılı olamadım cümlesinin meali, ..tüm yemedi ve yeterince çalışmadım kime .ok atacağımı bilemiyorumdur.

ya da negatif mizaçlı pesimist insanları hayatımda tutuyorum çünkü o kaostan oluşan gıybetten ve ajitasyondan vazgeçemiyorum demek yerine, ayyy şu kişi var ya hani şu okuldan, çok kötü bir enerjisi var ne zaman konuşsak başıma bir şey geliyor demek daha kolay.

tabii ki burda kendi tercihlerini yapabilen yetişkin bireylerden bahsediyorum.

Nazarın bilimsel bir açıklamasını TED konuşmalarından birinde yabancı bir uzman yapmıştı, biz kültür olarak bunu inanca bağlasak da işin aslı bilimsel ve ucu psikolojiye dayanıyor, şöyle anlatalım.

Bizim bildiğimiz nazar bir şeyi insanların görebileceği şekilde sunmak, duyurmak, paylaşmak sonrasında o şeyin değer kaybetmesi, zarar görmesi vb durumu ve bu durum sadece bizim kültürümüzde yok dünyanın hemen her yerinde var ama farklı şekilde anılıyor.

Bilimsel olarak bu duruma şöyle açıklık getiriliyor, diyelim ki bir iş yapmayı düşünüyorsunuz ve o işten çok fazla para kazanacağınıza inanıyorsunuz ve bunu etrafınızdaki insanlara anlattınız sonra bir bakıyorsunuz hoop işler ters dönüyor doğru gitmesi gereken her şey yanlış gidiyor bunu nedeni o işe olan ilgi ve motivasyonunuzun azalması, motivasyonunuzun azalması da aşağıdaki nedenlere dayandırılıyor.

1. İşi anlattığınız insanlar sizin ön göremediğiniz olumsuz yönleri konusunda sizi uyarıyor siz bu uyarıları duydukça işten soğumaya başlıyor ve ilk günkü isteğinizi kaybediyorsunuz.
2. İşiniz iyi gittikçe ve etrafınızdaki insanlar buna şaşkınlıkla baktıkça siz çok iyi bir iş yaptığınıza ve sahip olduğunuz bu kudretle bu işi asla kaybetmeyeceğinize inanıyor ve dikkatinizi ilk günkü kadar vermemeye buna bağlı olarak da kontrolü kaybetmeye başlıyorsunuz ufak ayrıntılar bir süre sonra işinizi olumsuz etkilemeye başlıyor.
3. Etrafınızda işinizin iyi gitmesini istemeyenler de çıkıyor elbette ve bu insanlar sizi işinizden soğutmak için kötü senaryolar ile psikolojik bombardımana tabi tutuyor, ekonomiden, krizden vb durumlardan bahsederek sizi içten içe bir korkuya sürüklüyor siz psikolojik olarak bundan etkilenerek ilk günkü motivasonunuzu yine kaybediyorsunuz.

İşin özü buna ister nazar ister motivasyon kaybı diyin, dış etkiler buna neden oluyor yani bir güçten söz edemeyiz ama dış bir etkiden söz edebiliriz işlerin kötü gitmesinde. Bunu şoförlüğünüzü çok öven birinin etkisiyle kendinize olan güvenin artması ve buna bağlı olarak dikkatinizin azalması sonucunda kazaya karışmanızı da örnek verebiliriz.

nazar diye birsey elbette yok, neyseki burada da inanan yok, umarim burclar icinde durum boyledir

birçok kez var olduğuna şahit oldum.
nazarlı birinin bir şeye hasetle baktığında o baktığı şeyin/kişinin başına felaket geldiğini birçok kez gördüm.

İnanıyorum lanet olsun. renkli gözlü değil ama mavi gözlü insanlardan koşarak kaçıyorum. Başıma gelen kötü şeyler için onları suçluyorum. Bu kadar tesadüf olamaz. Cidden acayip kenafirler.

Bulunduğum ortamda mavi gözlü biri varsa değil konuşup arkadaş olmak, göz teması bile kurmam. Hakkımda bir şey öğrenmemesi için çabalarım.

inanmam ama şu ne;

herkesin hayatında bir defa yüzüne karşı nazar duası okunup pü pü pü yapılmıştır. o esnada feci esneme gelmesi ve esnemenin büyüklüğüne göre nazarın boyutu hakkında yorum yapılması? fiziksel bir etkileşim var ortada.

hadi bunu da açıklayın tadında oldu ama böyleyken böyle.

Kulak arkasi, ense yapiyorum ben. Kiyafet ustu icinse koltuk alti gogus birlestigi noktaya sikiyorum.

Ama normal zamanlarda sadece kulak arkasi ve ense.

Parfüm kesinlikle kıyafete sıkılmaz. Gün içinde terle karışıyor ya o koku.. :( İnanın tek başına ter kokusu bile parfümle karışık ter kokusundan daha iyi.

Kulak arkalarına birer, enseye 1 kez yeterli.

Iki ense iki de kiyafetin sağ ve sol yakasi

virüse karşı ne kadar etkili bilmiyorum ama fıs fıslı şişelerin birine sirkeli su yapıyorum. marketten aldıklarımın hepsini bu şekilde ıslatıp kurulayıp dolaba atıyorum.

asıl sorun pazardan aldıklarım. birkaç kaba sirkeli su hazırlıyorum. tüm aldıklarımı içine koyup biraz bekletiyorum. sonra dolaba yerleştiriyorum.

biraz uğraştırıcı oluyor, evet ama içim böyle rahat ediyor.

Lesmiserable, sirkenin virüs üzerinde hiçbir etkisi yokmuş ama. Hatta dso meyve ve sebzeler için uzun uzun akan suda yikasaniz yeter diyor. Diğer ürünler için de mecburen ya kolonya ya da sabunlu/ çamaşır sulu su.

antiseptik yüzey temizleyici spreyle tek tek silip yerleştiriyorum. tabii silinebilecek olan şeyleri.
can sıkıcı :/

artık direkt yerlerine yerleştiriyorum çünkü yıldım. ama siz silmeye devam edin.

hiçbir şey yapmıyorum. o kadar çamaşır suyuyla haşır neşir olsam kanser olurum.

eski düzen devam. ilk günden beri değişen bir şey olmadı gelen eşyalarla ilgili.

benim hayat düzenimde bir değişiklik olmadı pek.
eskiden de market alışverişimi online yapıyordum, şimdi de öyle yapıyorum.
eskiden de sebzeyi meyveyi ve özellikle yeşillikleri sirkeli suda bekletirdim, şimdi de öyle yapıyorum.
eskiden de kavanozlu, şişeli vb. yani direkt dolaba girecek olan şeyleri yıkar veya silerdim, şimdi de öyle yapıyorum.

tek fark olarak, siparişi getiren kuryelere torbaları mutfağın önündeki balkona bıraktırıyorum.
giriş katında olduğum için sinekliği açıp hemen bırakabiliyorlar.
orada bazen 1-2 saat, bazen daha uzun süre bekletebileceğim şeylerse bekletiyorum.

marketlerden aldığınız ürünler zaten güvercinlerin üzerine kaka yaptığı, toz içindeki kolilerden falan çıkıyor ya da o şartlarda rafa girmeyi bekliyor.
rafa, o pis kolileri açan, bütün gün elleri leş gibi olmuş reyon görevlileri tarafından diziliyorlar.
rafta dururken bazı ürünleri onlarca, yüzlerce insan alıp inceleyip yerine geri koyuyor.
kasada bütün gün parayla haşır neşir olan kasiyer hepsine tek tek dokunuyor.
zaten normalde evinize çok pis ürünler sokuyorsunuz farkında olmadan.
onları silmeden dolaba, sonra çıkarıp tezgaha koyuyorsunuz belki.
(20'lerimin başındayken part time marketlerde çalıştım iki yıl boyunca)

şu anda da o virüsün marketten gelen ürünlerden size bulaşması için, her ürünün o virüsle kaplı falan olması lazım.
onun için de hasta ya da taşıyıcı reyon görevlisinin ürünleri siz torbanıza atmadan hemen önce yalaması, üzerine hapşırması, öksürmesi, sizin de beş dakika içinde o ürünü yüzünüze gözünüze sürmeniz gerekiyor.

bu ürünler zaten reyonda bekliyor, market alışverişiniz bitene kadar sepetinizde dolaşıyor, kasada duruyor, torbaya girip sizinle eve gelene kadar bir şekilde havalanıyor yani.
yapacağınız şey sadece suyla, sabunla, hadi bilemediniz bulaşık deterjanlı süngerle falan yıkamak, ama bunu virüs için değil, yukarıda yazdıklarım nedeniyle genel temizlik amaçlı yapmanız yeterli.
o kadar panik olmayın.

bütün bunlara dokunan ellerimizi çamaşır suyuyla değil, normal suyla sabunla yıkamak yetiyorken, her şeyi çamaşır suyuyla yıkamaya gerek yok ki.
hatta sürekli çamaşır suyuna temas etmek ve solumak sağlık için daha zararlı.
normal deterjanlı bir bezle ya da akan suyun altında sabunla, bulaşık deterjanıyla yıkayın yeter.

hiçbirisini yapmıyorum yapmayı da düşünmüyorum.

Paketini atabildiklerimizi atıyoruz, kabuklu meyve sebzeleri (limon, portakal) sabunlu suya koyuyoruz, bu sırada paketini atamadığımız ürünleri bulaşık deterjanı ile yıkayıp, kurulayıp kaldırıyoruz. Marul, maydanoz, soğan gibi şeyleri balkona atıyoruz, kullanacağımız zaman alıp, akan suda yıkayıp kullanıyoruz. Iki gün sonra onları da dolaba yerleştiriyoruz..

Camasir suyunu suyla karistirdim. Fis fisa koydum. Plastikleri vs siliyorum. Ama ben bunu onceden de yapardim. Soda siselerinin ustune ayakkabiyla ciktiklarini gordukten sonra yapmaya basladim.

Bulaşık deterjanıyla yıkıyorum ben çamaşır suyu hiç kullanmadım.
Eğer 1 haftadan önce kullanmayacaksam hiçbir şey yapmadan bir dolaba koyuyorum orda öylece bekliyor. Süt gibi şeyleri hemen yıkıyorum.

1-2 gün kapının girişinde bekletiyorum. Buzdolabına koymam gereken şeyleri %70 alkollü dezenfektanı üstüne sıkıp siliyorum, virüs varsa ve hepsi ölmese bile bir kısmı gitmiş olur. Çok hasta olanlar "maruz kaldığı virüs miktarına" göre oluyor deniyordu.

Meyve sebzeleri bolca su ile yıkayıp sirkeli suda bekletip durulayıp kaldırıyorum. Şişeli konserveli şeyleri sabunlu su ile yıkıyorum. Çamaşır suyu daha zor arındığı için kullanmıyorum. Evde buharlı temizleyicim var. Kargo vs gelince balkona koyup 3-4 saat bekletiyorum sonra buhar makinesi ile 100 derece su buharına tutuyorum. Araştırmalar 70 derecenin üstünde bakteri mikrop virüs vs yaşamadığını gösteriyor. Kapı kulplarını, damacanayı, kargoları vs buharla temizliyorum.

Bu virüs muhabbetinden önce de kavanoz ve teneke konserveleri hep yıkardım. Depoların ne kadar leş ortamlar olduğunu hepimiz biliyoruz. Bundan sonraki süreçte de sanırım her şeyin pis olması durumu takıntı haline geldi bende, o yüzden bunları yapmaya devam edeceğim gibi duruyor.

meyve, sebze aldıysam onları şöyle bir sudan geçiririm.
geri kalanları aldığım gibi yerleştiririm.
ben, biraz gevşek ve üşengeç birisiyim bu konularda.

her şeyi bulaşık deterjanı ve suyla yıkıyorum. meyve, sebzelerin sadece poşetlerini değiştiriyorum ve eskisi gibi yiyeceğim zaman yıkıyorum.

resident evil'in ne olduğunu (hikayesini) biliyorsan oyna. bilmiyorsan da youtubeda 1-2 video izle, en azından ambiyansı anlarsın :)

Resident evil’in donemindeki rakibi silent hill gibi okumaya deger bi hikayesi yok zaten. oyun icinde de hikaye anlatimi zayif bir oyun. Zombileri kisitli mermi ile oldurme uzerine kurulu bir oyun.

Almaya deger mi? Grafikleri ve oynanisi cok hos bir oyun. Ayrica oynarken epey geriyor. Korkutmuyor ama geriyor.

Hic oynamadin peki nedir bu re2 ?

Bir kapiyi acmak için ayni yerleri 30 kere dolasmak, bir anahtarin 3 farkli rengini toplamak, bir kasa sifrenin tusunu taa oyunun ortalarinda bulup geri o kasaya tekrar gelmek, bir boss savasi icin zayif noktalara nisan olmak zorunda kalmak ve fightlarin en az yarim saat surmesinden zevk alirim diyorsan al oyna :ddd

Eskiden insanlar bu sacma bulmacalara vay be diyormus herhalde ama simdi cekilecek cile degil ya. Re3 en azindan oyle degil, daha mantikli bulmacalar falan var. ama onda da boss savaslari sacma sapan yildiriyor.

ben bak bloodborne ve souls serisine bayilan ve artik new game plus 10-20 allah ne verdiyse oynayan bir adamim, re remastered serileri kadar boss savaslari kadar yildiran oyun serisi gormedim :d yildirmasi zorluktan degil de, sacma yani oynayinca anlarsin demek istedigimi :d

@kreatin; hayır led değil lcd

Resident Evil serisi candır. Bence al.

RE4 en güzeli ama bence.

mobilden dene imkanın varsa.

valla kullanma amacım başlarda merak ve hevesti.

Bir süre kullandıktan sonra, benim için öncelikli amaç “saat” olması, bunun yanında bildirimler, attığım adım, cevapsız çağrılar, hatırlatmaları vs tek ekranda görebilmem.
Çok aşırı büyük beklentiye girilmediğinde çok güzel teknoloji aslında.

Bileklik, ben dijital gormeyi seviyorum saati. Adim sayar. Bir de uyandirmak ici titresimli olmasi.

Saat takma hevesi olmayan biriydim, bu saatler o hevesi yarattı bende. 2015'te Samsung Gear S2 almıştım. Artık eskidi, pili falan cortladı. Geçen hafta Samsung Galaxy Watch Active 2 aldım. Şahane.

Parasına değiyor mu dersen, bence değiyor. Ha, ülke şartlarında biraz tuzlu, evet. Ona da yapacak birşey yok, coğrafya kaderdir.

Bildirimleri telefondan görebiliyorsun. Aramaları cevaplayabiliyorsun. Spotify'ı, Tidal'i kontrol edebiliyorsun. Bluetooth kulaklığı bağlayabiliyorsun. Adım sayma, uyku takibi, kalp atışı ölçme gibi şeyler hiç olmazsa "Lan az daha dikkat edeyim." diye teşvik edebiliyor. Alarm, takvim, hatırlatıcı vs... olarak kullanabiliyorsun.

Sıkıldığında saat yüzünü değiştir, yeni saat gibi kullan.


Watch Active 2, iki günü temiz çıkarıyor tek şarjla. O açıdan da rahat ettim.

25 yaşında kadına vcd player nasıl alabildin? ben 20 yıldır vcd kullanmıyorum. en son 1997 idi hatta vcd izlediğimde.

hediye önerisi olarak chanel no:5 diyorum.

Bütçe belirtirsen daha iyi fikir verebiliriz.

@ozdek salaklığıma gelmiş dvd player olacaktı. hala kurtarmıyor durumu ama olsun.

@super kahraman olsaydim baba olurdum bütçe max. 500tl

Takı al. Yüzük, kolye, küpe..

Mozanit taşlı kolye ya da küpe al. Bence çok hoşuna gider. Mozanitin neredeyse hiçbir farkı yok elmastan, hatta birçok insana göre daha iyi. Eğer vakit varsa Aliexpress'te uygun fiyata bulabilirsin.

Bu hafta için yapılması gereken işler bunlar bunlar
Sonrasında da bu işi şu tarihte bu işi şu tarihte bitirmeyi planlıyorum tarzı yapabilirsin. İşlerin ilerleme ve bitme hallerinde de mail ile bilgilendirme yapabilirsin.

planlama çalıştığın bölüme göre değişkendir ancak, var olan çalışmalarını günlere/saatlere yay. bunu yaparken de biraz esnek yap bence.

şeytan tüyü:))

Cevabını bilmediğimiz sorulara feromon der geçeriz biz burada.

hoşlanmanın olayı tamamen gördüğünden etkilenmen zaten

demek ki kendine söyleyemediğin/söylemek istemediğin ancak o kişide seni etkileyen bir şeyler var.

Bu tarz hoşlantıların sonunda “neyinden hoşlanmışım bu amip kılıklının” gibi düşünceler oluşur. 3 ila 21 gün arasında geçer genelde.

"Tipini-fiziğini çok da beğenmediğimiz, ilgi alanları bizimkine benzemeyen, çocukça hareketlerde bulunduğunu düşündüğümüz birinden..."

burada tanımlama hatası var. hoşlanılan birine karşı bunlar hissedilmez/düşünülmez aksine uzak durulur.

boşluk.
en temelde hoşlanma/flört vb durumların bizde yarattığı halden hoşlanma, karşımızdaki kişiden bağımsız.

tadına bakma isteği derdim ben buna. farklı bir tecrübe olacağı sebebiyle "bi bakayım hoşuma gider belki" dürtüsü olabiliyor. yoklukta olmak bunu çok tetikler tabii. şeytan tüyüne de etkisiz diyemem, eğer varsa.

ama @super kahraman olsaydim baba olurdum +1, genelde kısa sürer ve pişmanlık duyulur sonrasında.

Seks?

2004 ten beri havanin musait oldugu her zaman sadece crocs giyiyorum.yaklasik 20 tane civarinda dolabimda duruyor.ayaklarin inceyse dar kalipli olanlarindan al,literide modelini bir dene.

Ben genis olduğu icin seviyorum, yillar once Amerika'dan relief modelini getirmişti kuzenim, yillarca cok rahat ederek giydim, yine baska bir modelini uzun sure giydim ama gecen sene Migros'da denedim bir tane, tabani sert, düz ve rahatsiz geldi. Benim alisik olduklarim esnekti.

Bir deneyin bence rahat ederseniz alin (karantina gunleri bitince tabi), evde giymek icin alinir bence neden alinmasin.

Ben 4-5 senedir kullanıyorum acayip rahatlar. @duptıs'ın da dediği gibi kullanım alanı da çok geniş. Evde, sokakta, bahçede, plajda, araba kullanırken vb. aklıma gelen heryerde giydim, giyiyorum. Geçen yaz birkenstock ve onun benzeri bir markanın terliklerini denedim, hatta sipariş bile verdim. Ürünler eve kadar geldi ama siparişleri geri gönderdim. Şimdi sadece crocs giyip satın alıyorum. Üstelik de çok dayanıklılar. Ben çok memnunum.

crocs rahat, tek sikintisi gunes altinda birakirsan 2-3 numara kuculuyor. ben disarda giyiyorum her sene bir cift cektigi icin cope gidiyor.

işte 12 saat giyiyorum. daha iyisi yok.

Çok teşekkürler herkese

Son bir soru, malum görüntüde büyük bi terlik. Tam kalıp mıdır? Yoksa içi de geniş mi?

tam kalıp

Var. Allah’a emanetiz.

resmiyette yok ama mutlaka henüz resmiyet kazanmamış belki 14 günlük kuluçkada olan belki de hasta olup cov-19 virüsü bulundurduğundan haberi olmayan vardır.

bence çok fazla tedirgin olunacak bir durum yok, size bulaşsa bile belki anlamayacaksınız, zaten ölenlerin birçoğu yaşlı ve diğer hastalıklarına karşı dirençleri kırıldığı için ölüyorlar. normalde olduğu gibi elinizi ağzınıza burnunuza gözünüze sürmeyin, dışardan geldiğinizde veya dışardayken arada bir yıkayın tamamdır.

Yoktu, bence şu ana kadar da iyi gittik doğrusu ama bu yayılma hızıyla eli kulağındadır kanımca. Aman dikkat etsin herkes.

Guveniyorsan ulkenin resmi aciklamasinda yok. Diger ulkelerin resmen aciklananlari arasinda Turkiyeden gelenler veya yakin zamanda Turkiyede bulunmus olan vakalar artik epey oldu.

Dışarıdan tabi daha ucuz. Dolabın bol olduğunu varsayarsak ve kahvaltı 2 kişilik olacaksa

-ekmek
-b.peynir
-parmak sucuk
-yumurta
-zeytin-
-domates
-salatalık
-kaşar/ya da başka peynir

50-60 TL’yi geçmez bunlar.

bugünkü menu, (3 kişilik),
1.patatesli yumurta (4 tl patates, 4 tl yumurta, 7 tl peynir, 4 tl taze soğan , maydanoz , dere otu) (19 tl)
2.2 simit (4 tl)
3.Peynir (28 tl)
4.Zeytin (6 tl)
5.seker domates (3tl)
6. salatalık (2 tl)
7.kahve (14 tl)
Toplam maliyetim 76 TL oldu. Buna istediğim marka istediğim ürünü seçmiş olmam etkili. Hafta için maliyetim genellikle yulaf ezmesi, yoğurt, ananas (veya bir meyve) ve çay olduğundan haftasonu kahvaltısı daha pahalı oluyor. Fakat dışarda etmekten çok daha ucuz olduğu tartışılmaz.

her gün kahvaltı yapıyorum.
toplu aldığım için kişi başı 20-25 civarı.
misafirim gelecek, özel bir kahvaltı olacaksa 30-35 arasına çıkıyor

dışarısı kesinlikle daha pahalı.
yumurta organik,
iyi beyaz peynir,
bazen ikinci bi çeşit peynir; eski kaşar vs
siyah-yeşil zeytin
sebze
muz,
avokado
misafir varsa simit vs fırın işi şeyler
belki fındık ezmesi.

reçel ve şarküteri tüketmiyorum.

buzlukta duran et öldürmez üç haftada. mikrodalgada çözdürün imkan varsa yok olmuyorsa da fırın olabilir. bir süre dışarıda bekletip döküm tava da olabilir

buzlukta 1 sene et duruyor. ne alaka anlamadım?

Buzluktan çıkarıp direkt fırına atarsak nasıl olur diyorum. Dışarda beklet çözülsün gibi bir zaman da yok. Sulanır ve bişeye benzemez mi

Sertleşir

Fırından önce mühürlemen lazım. Donmuş haldeki eti direkt tavada mühürleyebilirsin. Ama dikkat, soğuk eti kızgın yağlı sıcak tavaya atarsan alev alabilir. Yağı ısıt iyice, sonra tavayı kaldır ocaktan, eti koy, sonra ocağa. Standart bir t bone için 2 dakika yeter.

Sonra tavadan al, tuz karabiber ve istiyorsan biberiye vs ile aromalandır. 200 derece önceden ısıtılmış fırına koy. 150ye düşür, 10 dakika fırında kalsın. Bu haliyle medium olur, mid-rare için 7 dakika uygundur.

Saçma sapan işlere gerek yok.
Dolabın altına köy 24 saat çözülür. Dışarı al, marinasyona koy oda sıcaklığına gelsin pişir.
Ya da mikrodalga + tava.
Ya da; ya mikro ya dolapta çözdürme + tava + fırın.